2020’nin başlarında tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan pandemi nedeniyle yılın büyük çoğunluğunu izole bir şekilde kısıtlı bir çevre ile geçirildi. Bu süreç boyunca sosyalleşemememizin sonucu olarak evde yapılabilecek etkinlikler, uğraşlar aramaya başlandı. Bu etkinliklerden belki de en çok rağbet göreni: dizi ve film izlemek oldu. Bunun neticesinde de her zevke hitap edebilecek dizi listesi meydana geldi.
Bir Başkadır
Listeye ilk olarak son zamanlarda sıkça adından bahsettiren, her ortamda muhabbeti geçen yerli bir diziden başlamak istedim. Gerek işlenen konunun Türk televizyon sektöründe pek alışıldık olmaması gerek konusunu Türk halkından alıyor olması ile izleyicilerden bu kadar olumlu yanıt alıyor olmamasına şaşmamak gerek.
7 bölümden oluşan Berkun Oya’nın yazıp yönettiği diziyi Netflix’ten izleyebilirsiniz. Konusu ise; Meryem adında bir genç kızın sebebi bilinmeyen bayılmaları sonucunda hacı hoca doktor derken en son psikiyatriste gelmesi ile Meryem’in ve toplumun bambaşka kesimlerinden bir araya gelen oyuncularının psikolojilerinin ve yaşamlarının çözümünü ele alır.
Her izleyenin dizinin sonunda da her bölüm sonunda da farklı fikir ve görüşlerde bulunacağı kaçınılmazdır. Herkesin kendini bulacağı sahne ve düşünceler elbette farklı olacaktır. İşte bu çeşitliliği sağlayabilmesi ve belki de bakış açınızı değiştirebilecek bir niteliğe sahip olmasıyla kesinlikle izlenilmesi gereken bir dizi diye düşünüyorum.
The Queen’s Gambit
Bu sefer Netflix’te yayınlandığı andan itibaren Netflix’in gözdesi olmuş dizidir. 7 bölümden oluşan bu mini dizi ise bir oturuşta bitirilebilecek türden. Baş karakterimiz Beth Harmon annesiyle yaptıkları araba kazası sonucuda annesini kaybeder ve yetimhaneye gelir. Burada bodrum katında hademe Mr. Shaibel’i satranç oynaması Beth’in dikkatini çeker ve zamanla pratik yapmaya ve kendini geliştirmeye başlar. Beth’in satranca olan tutkusuyla beraber gelişen bu macerada aynı zamanda bir genç kızın gelişim sürecini ve psikolojisini, bağımlılıklarını da inceleme fırsatı bulabiliyoruz.
Şahsiyet
İlk bölümü 2018 tarihinde yayınlanan yine bir Türk yapımı dizi var 3. Sırada. 12 bölümden oluşan bu dizi bittiğinde bir boşluk hissi yaşayabilmeniz olasıdır. Çünkü diziye öylesine girip farkında olmuyorsunuz ki adeta dizinin içinde görünmez bir yaratık gibi olaylara birebir şahit oluyorsunuz. Gerek oyuncu kadrosu gerek ses, görüntü kaliteleri gerekse konusunun ve işleniş tarzının özgünlüğü sayesinde görünmezlik haliniz daha keyifli hale geliyor.
Baş karakterimiz adli memur olan Agah Bey, kendisine Alzheimer teşhisi konulması üzerine büyük bir yıkıma uğrar ama çok geçmeden bu hastalığı kendisi için fırsata dönüştürebilmeyi başarır. Geçmişte gerçekleştiremediği bir cinayet planını hastalığı sayesinde zaten unutacak olması ve dolayısıyla vicdan azabı duymayacak olması nedeniyle hayata geçirmeye başlar. Adım adım dosyaları, kişileri inceler ve planını hazırlar. Bu esnada cinayet bürosunda tek kadın polis olmanın zorluklarını yaşayan Nevra bu cinayet olayını çözmek için görevlendirilir. Cinayetlerin sebebi, Agah Bey ile Nevra’nın ilişkisi dizinin 12 bölümünde dolu dolu işlenmiş. Vakit kaybetmeden izlenilmesi gereken bir dizi.
The Umbrella Academy
Ne ara başlayıp bittiğine inanamadığım The Umbrella Academy adlı romandan ismini alan 2 sezonluk bilim kurgu dizisi. Konusu ise epey ilginç: 1989 yılında tuhaf bir şekilde doğumlar meydana gelir ama bunlar beklenmedik olmaması gereken doğumlardır. Elbette sonucu da beklenmediktir. Doğan çocuklar süper güçlerle beraber dünyaya gelirler. Bu çocuklardan 7 tanesi Reginald Hargreevs tarafından evlat edinilir. Reginald’ın ölümü üzere gençlik yıllarında Dünya’nın hatta uzayın farklı köşelerine dağılmış olan kardeşler tekrar bir araya gelir. Uzunca süre ayrı kalmalarının sonucunda birbirlerinden epey yabancı kalmış bu 7 kardeş 2019’da meydana gelecek kıyameti durdurmak için bir araya getirilmişlerdir aslında. Kıyametin sebebi de yine çözümü de bu yediliden çıkacaktır.
Emily in Paris
Yine Netflix’ten izleyebileceğiniz 1. Sezonu yayınlanmış ve 10 bölümden oluşan bu dizimiz adı üzerinde Emily adlı baş karakterimizin Paris’te yaşadıklarını konu alıyor.
Pazarlama yöneticisi olarak Şikago’da görev yapan Emily’nin karşısına kariyerinde büyük bir başarı ve deneyim olanağı sunan bir iş çıkar ve tahmin edileceği üzere iş Paris’tedir. Paris’e gelirken geride erkek arkadaşını, ailesini bırakır ve hiç tanımadığı dilini bile bilmediği bu şehirde büyük yalnızlık çeker fakat bu Emily’nin azmi ve tutkusu karşısında caydırıcı bir etken değildir. İlerleyen bölümlerde güzel bir arkadaş çevresi edinen Emily ayrıca sosyal medya aracılığıyla da güzel bir kitleye ulaşır. Bu vasıtayla Paris’i tanıtır. İzlerken Paris’e âşık olmamak büyülenmemek elde değil. Zaten dizide seçilen kıyafetler, çevre ve mekân aksesuarları, ışık ve görüntü kalitesi de izleyiciyi epey büyülüyor ve dizi tek solukta sona eriyor.