Kelebek Hastalığı nedir, neden olur? Milli tekvandocu Gamze Özdemir’in hayatını kaybetmesinin ardından bir çok kişi ölümüne neden olan Kelebek Hastalığı hakkında arama motorunda araştırma yapmaya başladı. Peki Kelebek Hastalığı nedir, belirtileri nelerdir? Kelebek Hastalığı ölümcül mü, tedavisi var mı? İşte Kelebek Hastalığı hakkında merak edilenler…
Milli tekvandocu Gamze Özdemir’in Kelebek Hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmesinin ardından genetik bir rahatsızlık olduğu bilinen Kelebek Hastalığı yeniden gündeme geldi. Kelebek Hastalığı nedir, neden olur gibi soruların yanıtı bir çok vatandaş tarafından araştırılıyor. Peki, Kelebek Hastalığı neden öldürüyor, tedavisi yok mu?
Kelebek Hastalığı nedir, neden olur?
Kelebek Hastalığı, genetik bir deri hastalığı olarak biliniyor ve dünyada 50 bin Türkiye’de ise 400 kişide görüldü. Her dünyaya gelen 1 milyon bebekten 7 ile 50’si arasında Kelebek Hastalığı görülürken, hastalığın bulaşıcı olmadığı biliniyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Erhan Yüce, hastalığı şu şekilde ifade ediyor; “Epidermolysis, deri gevşekliği; bullosa da su dolu kabarcık anlamında kullanılan iki sözcüktür. Hastalık üst deri ve alt derinin birbirine yapışmasının genetik olarak bozulması sonucu oluşur. Yaklaşık yirmi yıldır epidermolysis bullosa olgularının çoğunda insan vücudunda bu hastalığa neden olan 13 majör (büyük) gen saptanmıştır. Her iki ebeveyn de hastalıklı genin taşıyıcısı olabilir. Birçok ülkede bu hastalığa yakalanan çocuklara “Kelebek Çocuklar” denir. Cilt özellikle çocuklarda bir kelebeğin kanatları kadar kırılgan olduğu için hastalık bu terimle benzeştirilir.
Epidermolysis bullosa hastalığında deri aşırı derecede hassas olur; en ufak temas, sürtünme ve basınç uygulanması durumunda deride kolayca su kabarcığı toplanıp cilt bütünlüğü bozulabilir. Epidermolysis bullosa hastalığında su dolu lezyonlar sadece dış deride sınırlı kalmayıp ağız içi, yemek borusu, mide, bağırsaklar, solunum yolları gibi iç organlarda görülebilir.”
Kelebek Hastalığı tedavisi var mı?
Kelebek Hastalığı’nın farklı tipleri bulunuyor ve hafif olan tiplerinde uzun bir tedavi süreci gerekmiyor. Ancak kabarcık oluşumu ve kabarcık enfeksiyonunun önlenmeye çalışılması gerekiyor. Ağır ve orta durumlarda ise bir çok enfeksiyonun gelişmesi söz konusu olabiliyor. Ayrıca hastalara deri tedavisi uygulanmasının yanında psikolojik tedavi uygulanması da gerekebiliyor.